Samsun gezisi
Gazi, 1930 yılının Kasım'ında Kayseri yönünde
trenle yurt gezisine çıkmıştı. Yol arkadaşlarına ilk sorduğu soru;
"Serbest Fırka'yı kapatmakla iyi mi
ettik?" idi. Tabii herkes "iyi oldu" diyordu. Ama bu soru bütün
gezi boyunca sürecekti. Sonunda 22 Kasım 1930'da Gazi Samsun'a varmıştı.
Samsun'da olağanüstü önlemler alınmıştır. Halk, asker kordonlarının arkasına
sinmiştir. Akşam ziyafet verilir. Ama masada kenti temsil eden hiç kimse
yoktur.
Gazi çevresindekilere;
"Belediye başkanı nerede? Nasıl olur?
Kentlerine konuk geldik" diye sorar. Belediye Başkanı Boşnakzâde Ahmet Bey
Serbest Fırka'lı olduğu için Vali tarafından davet edilmemiştir. Hemen Belediye
Başkanı'nı bulup masaya getirirler.
Bir Belediye
Başkanı
SCF kapatılınca, onun adayı olarak belediye
başkanlığı kazanan kişiler de ya istifaya zorlanmış yahut CHF’na alınmışlardır.
Yalnız Samsun Belediye Başkanı
Boşnakzâde Ahmet Bey, fırkası kapandıktan sonra da ve Gazi’nin emrine rağmen,
başkanlıkta ısrar etmiştir. Daha sonra onu başkanlığa getiren seçimi -kendi
önerisi ile- ancak Danıştay’a bozdurarak görevinden alabilmişlerdi. Bu cesareti
gösteren B.Ahmet Bey, gerçekten bir demokrasi kahramanı olarak milletçe
anılmayı hak etmiştir.
(Gazi Samsun’da A.Hamdi BAŞAR, Vali Kazım Paşa ve
SCF’li Belediye başkanı ile sofradadır. Serbest Fırka’yı Fethi Bey’e nasıl ve
niçin kurdurduğunu anlatmış ve sözü o fırkanın kapatılış sebebine getirmiştir.)
A.Hamdi BAŞAR
şöyle anlatıyor:
Gazinin verdiği izahata göre; sonraları Serbest
Fırka’nın beklenen işlere giremeyeceği, memlekette irticaın ve inkılap dışı
cereyanların bundan istifade edeceği anlaşılmıştır ve Serbest Fırka
lağvedilmiştir. Bütün bu izahatı, sofra konuşması şeklinde, ara sıra esprilerle
süsleyerek, araya başka bahis karıştırarak veren Gazi, sonunda Belediye Reisine döndü ve:
-Şimdi, Reis Beyefendi; zatıaliniz de artık
feshedilmiş olan bir fırkanın belediye Reisi olarak vazifenizde devam etmek
istemezsiniz değil mi? İstifa ediniz; yeniden intihap yapılsın; belki yine
zatıaliniz seçilebilirsiniz, emrini verdi.
Emir kat’i idi. Belediye Reisine “Emir
buyurursunuz” demekten başka söz kalmamıştı. Fakat Reis öyle yapmadı:
-Paşam; bendeniz Serbest Fırkayı tanımıyorum ve
Reisliğe de o fırkanın namzedi olarak seçildiğimi kabul etmiyorum. Bu intisap
halkın şahsıma karşı bir itimadı şeklinde tecelli etmiştir. Mesele sırf seçimin
serbest olmasından ibarettir. Eğer bu vaziyette istifa edersem halkın bu
teveccüh ve itimadına karşı küfranı nimette bulunmuş olurum.. Eğer bendenizin
bu işte kalması arzu buyurulmuyorsa, hükümetin elinde kuvvet vardır, Şur’ayı
Devlet (Danıştay) vardır, intihabı fesheder. Bendeniz de o zaman halka karşı
mahçup vaziyette kalmam.
Bu beklenmedik cevap Gazi’yi sinirlendirmedi.
Deminki kadar sakin bir sesle:
"Düşündüğünüz doğru… Arzu ettiğiniz gibi
olsun." dedi.
Sofrada mevzu eski hatıralara, günlük meselelere
doğru yayılıyor, kadehler biraz daha sık içiliyor. Bu zahiri sükunete rağmen,
yakında fırtına kopacağı hissediliyordu. Bunu Reis Bey hissetmiş olmalı ki,
biraz sonra, yarın görülecek mühim işleri olduğu bahanesiyle, Gazi’den müsaade istiyor; ve Buyurunuz emrini
alınca kemâli hürmetle eğilerek sofradan
kalkıp gidiyor!...
Bir iki dakika nefes bile almadan korkarak sustuk.
Sonra Gazi’nin sesi gürledi:
- Vali Paşa hazretleri; Belediye Reisi diye
seçtiğimiz bu adamın yaptıklarını gördün mü? her şeyden evvel terbiyesiz.
Şehirlerine misafir geliyoruz. İçki ikram ediyoruz içmiyor, sonra da bir Reisi
Cumhur sofrasında biz kalkmadan sofradan kalkıp defolup gidiyor. Reisinizin
hareketlerini beğendiniz mi?
Vali Kâzım Paşa’nın haşlanması ve bahsin devamı
sabaha kadar sürdü. İki gün sonra, Dahiliye Vekaleti namına seyahate iştirak
eden mülkiye müfettişi Necati Bey bazı sebeplerle Vali’ye işten el çektiriyor.
Bittabi Belediye seçiminin de feshi ve yenilenmesi de kararlaştırılmış
olunuyor. Bu hadiselerden sonra yine Samsun’da bir gece sofrada latife olsun
şunları söylüyorum:
-Bakınız Paşam, Necati Beyin yaptıklarına. Misafir
olarak geldiğimiz bir şehrin valisine işten el çektirmiş!...
Gazi, bu mevzuda latifeye müsaade etmiyor;
- Onu bizim emrimizle yaptı; diye bahsi kapatıyor.
Kaynak: Kabaklı, A.,TEMELLERİN DURUŞMASI,Türk
Edebiyatı Vakfı Yayınları, 8.Baskı sayfa: 292-294
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder