Meclis
Tutanaklarında Mobil Santral-3
27
nci Birleşim 28.01.2003 Salı
-
Samsun
Milletvekili Haluk Koç ve 24 milletvekilinin, Samsun'da kurulma aşamasındaki
mobil santralların ihale ve yer seçimi süreçleri ile çevre ve insan sağlığına
muhtemel etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/29)
-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Samsun'da kurulma çalışmaları sürdürülen iki mobil
santralın yer seçiminde bilimsel kriterlerin gözönünde bulundurulup
bulundurulmadığı ve bu santralların insan sağlığı ile çevre kirliliği açısından
yaratacağı sakıncaların ortaya konulması amacıyla, Anayasanın 98, İçtüzüğün 104
ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz
ederim.
1- Haluk
Koç (Samsun)
2- İlyas
Sezai Önder (Samsun)
3- Mustafa
Gazalcı (Denizli)
4- Feridun
Fikret Baloğlu (Antalya)
5- Orhan
Eraslan (Niğde)
6- Feridun
Ayvazoğlu (Çorum)
7- Birgen
Keleş (İstanbul)
8- Mehmet
Ziya Yergök (Adana)
9- Ali
Topuz (İstanbul)
10-. Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
11- Fahrettin Üstün (Muğla)
12- Gürol Ergin (Muğla)
13- Osman Kaptan (Antalya)
14- Enis Tütüncü (Tekirdağ)
15- Mehmet Akif Hamzaçebi (Trabzon)
16- Kazım Türkmen (Ordu)
17- K. Kemal Anadol (İzmir)
18- Ali Kemal Kumkumoğlu (İstanbul)
19- Ali Kemal Deveciler (Balıkesir)
20- Mehmet Tomanbay (Ankara)
21- Ali Oksal (Mersin)
22- Mustafa Özyurt (Bursa)
23- Engin Altay (Sinop)
24- Mehmet Sefa Sirmen (Kocaeli)
25- Hasan Ören (Manisa)
Gerekçe:
Ülkede yaşanan enerji açığı gerekçe gösterilerek,
16.3.1998 tarih ve 98/10826 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, yurt içinden veya
yurt dışından mobil (yüzer-gezer) elektrik santrallarının ihaleyle kiralanması
ve hizmet alımı yoluyla işletilmesi konusunda TEAŞ'a görev verilmiştir.
Mobil santrallar, devamlı elektrik üretimini
sağlamaktan çok, doğal afet ve bunun benzeri olağanüstü durumlarda elektrik
üretimini sağlamak amacına yönelik olarak kullanılan santrallardır; yani,
geçici nitelikte bölgesel sorunları çözmek üzere geliştirilmiştir. Yıllık
programlarda ülkemizin enerji politikası, enerji arzında sürekliliğin ve
güvenilirliğin sağlanması olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda, mobil
santrallarla sürekli enerji üretimi yapılması, mobil santralların kurulma amacıyla
bağdaşmadığı gibi, ülkemizin temel enerji politikalarıyla da bağdaşmamaktadır.
Adı geçen Bakanlar Kurulu Kararından sonra, mobil
santralların kurulmasının önünde engel olarak görülen Gayri Sıhhî Müesseseler
Yönetmeliği, Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği, Su Kirliliği Kontrol
Yönetmeliği ve Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinde değişikliklere
gidilmiş; ancak, yapılmak istenilen değişiklikler Danıştay tarafından iptal
edilmiştir.
Hukuksal alanda yaşanan bu gelişmelerin yanında,
mobil santralların 6 numaralı fuel-oille çalışması, kurulması planlanan
yerlerde yaşayan halkın tepkisini çekmiştir.
TEAŞ, mobil santralların kuruluş yeri olarak
Muğla-Dalaman ve Bartın'ı belirlemiş; ancak, kamuoyundan gelen yoğun tepkiler
santralların buralarda kurulmasını engellemiştir. Bu girişimlerden sonra mobil
santralların Samsun'da kurulmasına karar verilmiştir. Yani, bilimsel
yöntemlerle tespit edilmesi gereken yer seçiminde hangi kriterlere dayalı
olarak karar verildiği belirsizdir.
Gerek Ondokuz Mayıs Üniversitesi gerekse Çevre,
Elektrik, Kimya Mühendisleri Odalarınca hazırlanan raporlar, santralların,
insan sağlığı ve çevre kirlenmesi açılarından bölge için son derece sakıncalı
sonuçlar ortaya çıkaracağı yönündedir.
Sulama projeleri için devletin büyük yatırımlar
yaptığı Bafra ve Çarşamba Ovalarındaki tarıma elverişli alanlar, mobil
santralların yapılması durumunda ortaya çıkacak olan çevre kirliliğinden
olumsuz yönde etkilenecektir. Santralların yapılacağı yerin 3 kilometre yakınında
Samsun içmesuyu arıtma havuzları bulunmaktadır. Kükürtdioksit ve nemin
oluşturabileceği sülfürik asit yağmurları insan sağlığı açısından son derece
önemli sorunlar ortaya çıkaracaktır. Ayrıca, santralların, bölge için önemli
gürültü kirliliği de ortaya çıkaracağı açıktır.
Mobil santral projelerinin kapsamı dışına
çıkarıldığı Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde, çevresel etki
değerlendirmesi raporlarında, yöre halkının görüşlerinin de değerlendirilmesine
yönelik hükümler bulunmaktadır. Samsun'da, 80 sivil toplum örgütü "Çevre
Birlikteliği" adı altında onbinlerce kişinin katıldığı mitinglerde, mobil
santrallara karşı olduğunu ortaya koymuştur. Sorun, yerel bir sorun olmaktan
çıkarak, gerek santralların ihale süreci gerekse Samsun halkının gösterdiği
demokratik tepkilerle ülke gündemine taşınmıştır.
Ayrıca, santralların kurulum kararlarının
alınmasından sonra ülkenin enerji açığı ve alternatif enerji arzı açılarından
yeni gelişmeler ortaya çıkmıştır. Mavi Akım Projesinin tamamlanması, mobil
santralların 6 numaralı fuel-oil'le çalışmaları konusundaki kararın yeniden
gözden geçirilmesini gerektirmektedir.
Açıkladığım gerekçelerle, mobil santralların ihale
süreci, yer seçiminde kullanılan kriterler ve çevre ve insan sağlığı
açılarından ortaya çıkabilecek sakıncaların Yüce Meclisimizde kurulacak
araştırma komisyonunca incelenmesini takdirlerinize arz ederim.
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
**********************************************************
28
inci Birleşim
29
. 1 . 2003 Çarşamba
Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir ve 23
milletvekilinin, Samsun'da kurulma aşamasındaki mobil santrallerin yer seçimi
süreci ile çevre ve insan sağlığına muhtemel etkilerinin araştırılması amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/31)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,
57 nci hükümet döneminde ülkemizdeki enerji
sorununa çözüm bulmak amacıyla, Devlet Planlama Teşkilatının, Çevre
Mühendisleri ve Elektrik Mühendisleri Odalarının uyarılarına ve yasal
engellerine rağmen, ayrıca belediye yetkisindeki imar planlarına da aykırı
olarak başta Gayri Sıhhî Tesislerle İlgili Mevzuat olmak üzere, Çevresel Etki
Değerlendirme (ÇED) raporları ertelenerek, Su Kirliliği Mevzuatı ve Hava
Kalitesinin Korunması Yönetmeliği değiştirilerek daha evvel Muğla-Dalaman ve
Bartın ve Cide'de kurulması planlanıp da yoğun ve haklı tepkiler üzerine Samsun
İlimize kaydırılan toplam 200 MW'lık elektrik enerji üretim sistemi (mobil
santral) ile ilgili gerçeklerin aydınlanması, sorumluların tespiti ve
kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla, Anayasamızın 98 inci ve
İçtüzüğümüzün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını
arz ederiz.
1- Cemal
Yılmaz Demir (Samsun)
2- Musa
Uzunkaya (Samsun)
3- Suat
Kılıç (Samsun)
4- Ahmet
Yeni (Samsun)
5- Mustafa
Çakır (Samsun)
6- Mehmet
Kurt (Samsun)
7- Mustafa
Demir (Samsun)
8- Azmi
Ateş (İstanbul)
9- Ali
Temür (Giresun)
10- Eyüp Fatsa (Ordu)
11- Hamit Taşçı (Ordu)
12- Cengiz Kaptanoğlu (İstanbul)
13- Murat Yıldırım (Çorum)
14- Asım Akyan (Trabzon)
15- Cahit Can (Sinop)
16- Fazlı Erdoğan (Zonguldak)
17- Hakkı Köylü (Kastamonu)
18- Hacı İbrahim Kabarık (Bartın)
19- Musa Sıvacıoğlu (Kastamonu)
20- Köksal Toptan (Zonguldak)
21- Sedat Kızılcıklı (Bursa)
22- Yüksel Çavuşoğlu (Karaman)
23- Aydın Dumanoğlu (Trabzon)
24- Seracettin Karayağız (Muş)
Gerekçe:
Muğla-Dalaman ve Bartın-Cide'de kurulması planlanıp
da yoğun ve haklı tepkilerden dolayı Samsun İlimizde kurulan 2X100 MW'lık güçlü
dizel jeneratörlü elektrik enerji üretim sistemi (mobil santral) amaçları,
boyutları ve teknik özellikleri açısından mobil veya yüzer-gezer niteliği ile
bağdaşmamaktadır. Santralın Samsun'da olmasının enterkonnekte şebekedeki yük
durumu, yük akışları, kararlılık gibi elektriksel açılardan zorunluluk olduğuna
dair bir veri bulunmamaktadır. Toplam 200 MW'lık kurulu güce sahip 6 nolu
fuel-oil ile çalışan santralın aynı eko sistemde 150 MW üzeri kurulu güç
oluşturmasından dolayı ÇED Yönetmeliğine eklenmiş olan mobil santrallar ile
ilgili muafiyet uygulamasından yararlanması yasa ve yönetmeliklere uygun değildir.
Çevresel etkileri dolayısıyla dünyada kullanımı
hızla terk edilen 6 nolu fuel-oil tüketecek olan santralın (günlük olarak 1 000
tonun üzerinde) yüksek derecede kükürtdioksit ve azotoksitler ihtiva etmesi,
üstelik fuel-oilin Tüpraş rafinerilerinden temininde minimum yüzde 4
dolaylarında kükürt içermesi, santral yakıt ve yanma prosesleri gereği yöre
atmosferine çok önemli miktarlarda gaz ve partikül halinde kirletici attığı da
bir gerçektir. Ayrıca, günde en az 1 000 ton gibi önemli miktarda 6 nolu fuel-oilin
denizyoluyla taşınarak tankerlerden karadaki depolara basılması, deniz eko
sisteminde de büyük ölçüde tahribata neden olmaktadır. Toplam 200 MW'lık
santraln işgal ettiği alan, Yeşilırmak Deltasının alüyonlarının
oluşturduğu alüvyal kıyı ovası üzerindedir.
Yörede henüz tam olarak kirlenmemiş yeraltı sularının santraldan kaynaklanacak
atıklardan olumsuz yönde etkilenmesi, dolayısıyla, kullanılabilir su
kaynaklarının zarar görmesi kaçınılmazdır.
Karadeniz Bölgesinin yöresel yağış rejimi
nedeniyle, mevcut tesislerden dolayı halen belli bir düzeyde yörede var olan
asit yağışları santraldan kaynaklanan kirleticilerle artmakta, dolayısıyla yöre
daha çok zarar görmektedir. Türkiye'nin önemli tarım alanlarından Çarşamba
Ovasındaki tarımsal üretimi ciddî boyutlarda tehdit etmektedir. Buna mukabil
havada yaratacağı olumsuz etkilerden dolayı da insan sağlığı açısından telafisi
mümkün olmayan kanser ve benzeri birçok hastalıklara zemin hazırlaması da
maalesef bilinen acı bir gerçektir. Bu santralın kurulmasına zemin hazırlayan
tüm hukukî dayanaklar tartışılmalıdır.
Anayasanın 56 ncı maddesinde "sağlık ve
çevrenin korunması" başlığı altında
"herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak hakkına sahiptir. Çevreyi
geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve
vatandaşların ödevidir" hükmü yer kalmaktadır. Bu amir hükümlere rağmen,
57 nci hükümetin ilgili bakanlıklarının çevresel etkiyi ve hukuku yok sayan
icraatları ayrıntılarıyla incelemeye tabi tutulmalıdır. Bu nedenlerden dolayı,
Anayasamızın 98 inci ve İçtüzüğümüzün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir
Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder