CANIM MERZİFON
1778 rakımlı Tavşan Dağı’nın eteklerindeki yeşil
ova,
Hıdırlık Tepesinden sana bakarken, doyamadım sana,
Çiğdemlerin kanarya sarısından turuncuya dönmüş,
Bağlar, bahçelerle çevrilen yeşil Merzifon.
Tarihteki adın Marsivan, eski Pontus sınırında,
Hitit Sarayının sınır koruyucusu, bey kenti
Sam’a-dolu
Köydü, şimdi Merzifon’un Buğdaylı Mahallesi oldu,
Tarih öncesi çağlarının iç denizi, canım Merzifon.
Farsçada sınır kenti anlamına gelen Merz,
Tarihin derinliklerinden gelen ses,
Osmanlı şehzâdeleri bazıları senin bağrından çıktı,
Tarihe yön veren, tatlı iklimli, canım Merzifon.
Doğuda 40 kilometre öteden sana sevgi ile bakar 2058
rakımlı Akdağ,
Eteklerinde Selçuklu devrinde 1200’lü yıllarda
pamuk ekilir,
Seyyid Necmeddin Yahya er-rufâî Yolpınar’da
(Hakale) 1361’de konaklar,
Suluova Şeker Fabrikası yakınındaki yeşil Merzifon.
Melîk Danişmend Ahmet Gazi’nin Divânî Vakfı
Marınca,
İkinci Viyana Kuşatmasının Komutanı Merzifonlu Kara
Mustafa Paşa,
Annesi Abide Hatunun Mezarı, enfes kalem işi
bulunan camisi bu köyde,
Eskiden adı Marınca idi, şimdi oldu Kara Mustafa
Paşa.
Abide Hatun Mezar taşını 1999 yılında çaldırdık,
Koruyamadık, galiba yurt dışına kaçırılmasına sebep
olduk,
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Semineri esnasında ki
gezide,
Yeni yapılan kapalı Türbesini kardeş Macarlara
açtırdık.
Merzifon güneyinde bulunan Künbet Hatun Türbesi,
Baldekan tarzındaki türbede bulunan Selçuk Hatun’un
sandukası,
Galiba aynı hırsızlar tarafından çalındı, yurt
dışına kaçırıldı,
Mermer sanduka üzerine Ayeltü’l Kürsi metni sülüs
harflarle yazılıydı.
Bindokuzyüzaltmışbeş yılı Ekim ayı başında,
yirmiiki yaşında bir delikanlıydım.,
Mahalle komşum o tarihte Merkez Valisi rahmetli
Şükrü Kenanoğlu işbirliği ile
Önasya Mecmuası ‘nın Ekim saysını Merzifon’a tahsis
etmiştim,
O devre göre ilk ciddi yayını yapmak şerefine nail
olmuştum.
Böylece vefa borcumu canım Merzifon’a ödemeye
gayret etmiştim.
Mahalli İdareler Genel Müdür Yardımcısı rahmetli
komşum Şükrü Kenanoğlu,
Eğitime önem verdiğinden, sağlığında çocuk
kütüphanesi yapılmak üzere,
Kültür Bakanlığına bağışladı evini, tevazuundan
ismini bile vermedi,
Ankara Nenehatun Caddesindeki Aliş Dayı Çocuk
Kütüphanesine.
Merzifonlular alçakgönüllü, aynı zamanda
gururludur,
Verdiği sözü yerine getirir, bir pire için yorgan
yakar,
İnat için Kaf Dağına kadar çıkar, Zümrüd-ü Anka
Kuşu peşinde koşar,
İki dere arasındaki canım Merzifon.
Merzifon’un doğusundan akar Paşa Suyu Deresi,
Tavşan Dağından içme suyunu getiren Köprülülerin
soyu,
Cami, han, bedesten, muvakkithane, mektep, medrese,
Vakıf yaptı Hicri 1090’da Sadrazam Merzifonlu Kara
Mustafa.
Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu Çelebi
Mehmed’in annesi ,
Merzifon’da yaşadı, Bursa’daki açık Türbesine
gömüldü,
Oğlu Çelebi Mehmed, cami, medrese, hamam yaptırdı,
Lâkin yarım kaldı eserleri, oğlu II. Murad
tamamladı.
Medrese Önü Camisi, Medrese, Küçük hamam O’nun
eseri,
Üzerindeki Saat Kulesi Ziya Paşa’nın Amasya
Valiliği eseri,
Muiniddin Pervane Süleyman ünlü Selçuk devri
Veziri,
Yokuşbaşında toprak altında kalan Ulu Camisi,
Bir zamanlar nufusu altmış bine çıkan şehir,
Tanzimat Fermanıyla azınlıkların gözüne kestirdiği
şehir,
1848 yılında Amerikalılar ilk koleji burada açtığı
şehir,
İki dere arasında taht kurmuş, canım Merzifon.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizler
Merzifon’a geldi,
Kaymakamlık Konağına İngiliz Bayrağını astı,
Hacıbayramlardan Ekrem Efendi, bayrak direğine
tıtmanıp,
İngiliz bayrağını yere attı, bir hafta sonra
İngilizler Samsun Limanından kaçtı..
Kurtuluş Savaşı sırasında Ermenilerin silâh ve
cephane deposu,
Öğrencilerinin ekseriyeti Rum, Ermeni, Rus,
azınlıkların ordusu,
Protestan gözlüğü ile teoloji dersleri öğreten
okul,
Amerikan Koleji 1935 yılında Merzifon’dan Selaniğe
taşındı,
Oldu adı Anatolia Koleji, bazı eşyaları Tarsus’a
taşındı,
Kimya laboratuvarı, Merzifon Orta Okuluna kaldı,
Kimya deneylerimizi onlardan kalan teknolojik eşya
ile yapardık,
Eski Amerikan Koloji o tarihlerde Astsubay
Hazırlama okuluydu,
Şimdi Samsun Üniversitesinin Turizm Yüksek Okulu
oldu.
Dürrizâdeler buradan yetişip Şeyhülislamlığa
yükselmiş,
Merzifonlu Iydızâdeler Amasya Lâdik’ten neşet
etmiş,
Amasya Sultan Bayazıd ve Hızır Paşa Medresesinde Müderrislik
etmiş,
Fatih Sultan Mehmed’in arpalığını reddetmiş,
Büyük Komşum Şeyh Abdurahman-ı Rumi,
Zeyniye Tarikatı kurucusu, Şam, Mısır, Semerkand’ı
dolaşmış,
Kendi tabiri ile ‘Bir aşk kütüğü yakıp diyarı Rum’a
atmış ‘,
Sultan II. Murad Medresesinde felsefeyle uğraşmış.
Bir lokma, bir hırka felsefesiyle,
İhsan istemem, oturup tembellik etmem,
Çalışır, ilim öğretirim öğrencilerime,
Vakıftan üç kuruş, yeter de artar kendi nefsime...
Medrese Önü Camii, Camii Cedid diye anılır semt,
Çelebi Mehmed ve İkinci Murad’la öğünür bu kent,
Viyana Kuşatması Komutanı Serdar-ı Ekrem Kara
Mustafa Paşa,
Unutur mu seni, yeşilin cenneti, canım Merzifon,
Doğusunda Horasanlı Pîrî Baba Türbe ve Zaviyesi,
Batısında Şeyh Abdurrahman-ı Rumi Dergâhı,
Kuzeyinde Davut Kalfa,Sofular, Hıdırlık Tepesi ve
Taşan Dağları,
Güneyinde Ahikeskin, Tavuslu Çeşme ile Kümbet
Hatun.
Davut Dede, Kılıç Dede, Sofular pirlerden birkaçı,
Harmanlar, Aşut, Mahzen mahallerin adı,
99 yılı muhacirleri, yerleştirilmiştir Mahzen Mahallesine,
Gürcü, Çerkes, Balkan Muhacirleri de oturuyor bu
kentte,
Kara Mustafa Paşa’nın babası Oruç Gazi,
Eski kiremit ocakları semtine verilmiş onun adı,
Merzifon’un batısından bakıyor, gece-gündüz,
Viyana varoşlarına gönderdiği oğlunu bekliyor
yıllardır..
Belgrad’da başı ile ödedi İkinci Viyana bozgununu,
Ballı şerbet içinde geldi başı, daima dik, gururlu,
İstanbul Çemberlitaş civarındaki medresesi yanına
gömüldü,
Açık türbesinde rahmet bekliyor bizden, yüzü semâya
dönük.
Bektaşî kardeşlerimizi de unutmayalım,
Piri Baba Dergâhında buluşalım,
Eline, diline, beline bağlı olalım,
Canım Merzifon, bahçende ne güzel güller yeşermiş.
Torunun Gül Baba Buda kıyılarında postunu sermiş,
Budapeşte’den akan Tuna Nehrini yıllardır seyrediyor,
Ben buraları yüzyıllarca bekliyorum, derin hasretle
ahfadım nerede diyor,
Ekonomik gücünüzle, ihracaatcı olarak sizi Tuna
kıyılarında bekliyorum diyor...
Merzifon’un kuzeyinde Kara Mustafa Paşa Hamamı, dış
surların altında,
Güneyde Tuz Pazarı Hamamı, Ekin Pazarı yakınında,
Ortada Küçük Hamam, Doğuda Muiniddin Pervane’nin
Eski Hamamı,
Batısında eski mezarlıklar, top sahası ve
Gümüşhacıköy semaları...
Şehir Akropolünde zirvede üç kilise,
Doğan Sineması, Şan sineması, biri de harabe,
Kara Mustafa Paşa Camisi şehir ortasında muhteşem
bir inci,
Yemiş Pazarı, Taş Han, Bedesten, Arasta, şehrin
atan kalbi.
Medrese Önü, Dönertaş, Dobak Minare, Hacı Hasan,
Bozacı, Camii Iyd, Taceddinoğlu Çukurşadırvan
Aşut, Hacıbalı, Harmanlar, Çay, Sofular,
Alaca Minare, Sofular Camileri şehrin mücevherleri.
Ramazaniye, Süheyliye, Zeyniyye, Şifahiyye
Medreseleri,
İlim öğretir öğrencilere o zamanın üniversiteleri,
Dürri Mehmed Efendi 1764 yılında kurdu medresesini,
Yurdun her tarafından gelen telebelere ışık tuttu.
Merzifon’da nerede bu medreseler diye sormayın
bana,
Tarih kitaplarından çıkardım adlarını sana,
Sultaniye Medresesi bugün yalnız ayakta,
Merzifon Müzesi olmayı hasretle bekliyor arzuyla.
Tavşan Dağlarına yaslanmış canım Merzifon,
Danişmend emirlerinden İltekin Gazi tarafından feth
edildi,
Kadı İmadeddin Mahbub-u Buhari, Şerâfeddin Mehmed-i
Erzincanî,
Ondördüncü yüzyılın Merzifon meşhurları.
Çelebi Ali Bozacı, Kadı Mahbub Çelebi, Onbeşinci
asırın meşhurları,
Cemâleddin Safer Şah, Şerafeddin Hamza
Es-Şeyh Nizâmeddin Abdurrahim-ü Rumî,
Feylosof, Tanrı dostu tasavvuf âlimlerinden
birkaçıydı.
Amasya Müftüsü Merzifonlu Mustafa Efendi-zâde Iydî
Bayram Efendi
1624’de Sultan Bayezıd Medresesi Müderrisi olmuş,
Sultan III. Ahmed’e Iydîzade mahlaslı bir divanını
hediye etmiş,
Şair, âlim, her yönüyle feylesof bir kişiliği
varmış.
Merzifon’da doğan oğlu Akif Mustafa Efendi,
Babasının kitaplarının arasında buldu kendini,
Kahirede garip ilimler okudu, zahiri ilimlere
daldı,
Tıp, mühendislik alanında onun gibisi üçyüzyıl
ülkeye gelmemiş,
Gereğinde Arapça, Farsça, Türkçe şiirleri vardır,
Mimiyye, Ayniyye, Mukassimü’l-Fünün adlı eserleri
meşhurdur,
Talik hatla kirmızı mürekkeple yazar, kitapların
yanına notlar düşer.
1686’da doğmuş, 9 Mart 1760 tarihind e Pazar günü
vefat etmiş.
Babasının vefatıyla oğlu İsmail Efendi
Müderrisiğine geçer,
1777’de vefatından birkaç sene sonra, İydizade Akif
Mustafa Efendi,
Daha sonra Molla Iydî Efendi Amasya Sultan Bayezıd
Medresesi Müderrisi,
Babası es-Seyyid Abdurrahim Efendi’nin 1815’de
vefatı
Akifzade Abdurahim Efendi 1763’de doğmuş,
Mir’âtü’n-Nâzirîn, Ünvanü’l-Meşayih,
Mühimmatü’s-Sofiye,
Müş’iletü’l-Yâkîn, Takribü’l Mübdî,
Sebilü’s-Sâlikîn ve
Kitabü’l-Mecmû fi’l Meşhudi ve’l Mesmû adlı eserleri
vardır,
Son zikredilen eseri, Doç.Dr. Hikmet Özdemir
tarafından
1998 yılında arapçadan türkçeye çevirilerek
yayımlanmıştır,
Nesli Lâdikli Seyyid Ahmed-i Kebir ve Zeynel
Abidin’e dayanır,
Bu satırların yazarı da O’nun neslindendir.
Dedem Hacıbayramoğlu Hacı Salim Efendi,
İstanbul Millet Medresesinde tahsilini tamamladı,
Osmanlının son dönemi,Cumhuriyetin ilk yıllarında
Merzifon Müftüsü,
Müftülük mes’uliyeti oldukca ağır, artık ilimle,
toprakla uğraşayım diyor..
Merzifonlu tasavvufcu Mustafa Efendi 1732,
Merzifonlu Seyyid Abdurrahim Efendi 1737,
Merzifonlu Müftü İbrahim Efendi 1785,
Merzifonlu Kadı Mustafa Haşim Efendi 1793
Merzifonlu Müftü Yahya Efendi 1794,
Merzifonlu Müftü Ahmed Efendi 1800
Merzifonlu Müftü Ahmed Efendi 1802,
Yıllarında rahmete kavuşmuş âlim ve fazıl
Merzifonlulardandır.
Sadrazam Ali Paşa, Kaptan-ı Derya Kaplan Mustafa
Paşa,
Yine Merzifon’un yetiştirdiği güzide evlâtlarından
bazıları,
1938 yılında Merzifon eski eser tescil işerinde
Yusuf Akyut’a yön veren
Tarihe meraklı Amcazâdem Raşat Bayram ile Aziz
Taşan.
Aziz Taşan, amatör tarihçi ve Merzifon Tahrirat
Kâtibiydi,
Oğlu Şair Berrin Taşan, emekli Karşıkaya Savcısydı,
Yazılarında hep Merzifon’u işlediler,
Akşemseddin’in arkadaşı,
Şeyh Abdurrahim akrabalığı ile elbette
şöhretlendiler,
Medrese Önü Camisi kalem işlerini İskender Hâki
1951’li yıllarda yaptı,
O tarihlerde Yokuşbaşında küçücük bir matbaası da
vardı,
Kendini yetiştirmiş, tarihe meraklı, zanaatkâr,
şiir yazar,
Kalem işinin üstadı, renk ve grafik bilgisi kadar,
Abdurrahman Eşref, Afitabi, Cudi, Eyüp Sabri, Hilmi
Dede, Neylî,
Saraçmüezzinzade Hıfzı, Mustafa Haşim Çelebi,
İskender Hakî,
Hacıbayramzâde Yusuf Sıtkı Hoca rahmetli,
Hepsi de Merzifon’un ünlü şairleri...
Şair Nedim, Şair Eşref, Sıtkı Hoca da Merzifonlu
olup,
Tarihçi İsmai Hami Danişmend, İçişleri Bakanı Recep
Peker,
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya
Merzifon’un meşhurları arasında ismi geçmesi
gereken ünlülerdir.
Ülkenin her yönünden gelen eşekler,
Merzifon’da toplanıp pazarlanır merkepler,
Kıbrıs ile Merzifon eşeği meşhurdur,
Merzifonlu inadı ile her yerde belli olur.
Üzümün hası Ucuzluk, Kırklar, Pehlivan bağları,
Bahçelerinde elma, armut, kiraz, vişne, ceviz, dut,
Her türlü sebze yazın yetişir, tütün de bunlara
eklenir,
Haşhaş, ayçiçeği ekilir yemyeşil ovalarına,
Şekerpare, Hasan Dede şaraplarının meşhur olduğunu
duymuştum,
Şeftali, kayısı, sirkenin âlasının yapıldığını
görmüştüm,
Üzüm pekmezi, cevizli sucuğun adına küme dendiğini
duymuştum,
Ağustos sıcağında Tavşan Dağından merkeplerle
getirilen karları görmüştüm,
Şekerpâre Şaraplarını Hasan Doluel imal ederdi,
Anne tarafından akraba olmamıza rağmen, Dedem,
Babam, O’na üzüm satmazdı,
Boyumdan büyük şarap fıçılarını İnönü Caddesinde
turlarken seyrederdik.
Ermeni vatandaşlarımızdan Mehmet Gümüş’ün Dikran
şaraplarını da unutmadık...
Öğleden sonra Tavşan Dağından ılık bir meltem eser,
İklimi çok güzeldir, insanları üzmez, rehavet
verir,
Nisan aylarında itibaren Pazar günleri bağ ve
bahçelere gidilir,
Haşhaşlı taze çöreklerle, mangalda etler
pişirilir-yenir.
Merttir, insancıldır, çalışkandır, dürüsttür,
El dokumacılığı ile de meşhur olmuştur,
İkinci Dünya savaşından sonra, sanayileşen ülkede,
Fabrikalara dayanamayıp, yok olmuştur.
Bugün sende doğalgaz var, üçbin metre derinlikte
petrol var,
Mavi akımla gelen Rus gazının en âlası var,
Sondaj yapıp çıkaran güçler nerede uyukluyor,
Nufusu kırkaltıbin civarundaki canım Merzifon.
Kuzey yıldızına karşı en yakın ve en mütekamil üst,
Jetlerin, F86, F5, F16 Fantomların ana kucağı,
kalkış-iniş durağı Alala-Zuğu Köyü,
Göklerin kartalları burada konaklar, yurt kurar,
Karadenizi gözler,
Güvenliğimizin ön şartı, gözü pek pilotlarımız ve
arslan Mehmetciğimiz.
Tavşan Dağı zirvesindeki Radar, uçaklara yön verir,
Karadeniz sahilleri ve Rus semalarını gözetler,
Mehmetcik yirmidört saat nöbet tutar, aldığı
bilgileri Nato’ya aktarır.
Karadeniz bekçisi radar, canım Merzifon’da yer
alır.
Uzaya astronotlar çıkmadan, güvenliğimiz için çok
önem arzederdi,
Soğuk savaş sırasında Amerika’nın biricik
telekulağı idi,
Uydular sayesinde yavaş yavaş önemini yitirdi,
Hepimizi yetiştiren canım Merzifonum, sana borcumu
daha nasıl öderim...
19.01.2003
Yazar : Sadi BAYRAM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder