7 Eylül 2008 Pazar

Pontusçu Rumların Avrupa Devletleri Nezdindeki Faaliyetleri



Pontus Rum Cemiyeti’nin İstanbul Şubesi de, cemiyetin Avrupa’daki azalarıyla temaslarını artırmak ve teşebbüslerini genişletmek üzere, azalarından Arzuoğlu Efendi’yi Paris’e göndermeye karar verdi. Önceden Samsun Mebusluğu’nda bulunmuş olan bu kişi, önce Atina, sonra Paris’e giderek faaliyetlerine devam edecekti. Heyetlere, kamuoyu ile yakın ilişkiler içersine girme görevi de verilmişti.


(…)

Hrisantos, 2 Mayıs 1919'da Paris Barış Konferansı'na bir muhtıra sundu. Muhtırasında Rum nüfusunu abartılı bir şekilde göstermeye çalışan Hrisantos, nüfusu tamamen Müslüman olan Lazistan (Rize) hariç, büyük bir devletin yönetimi altında özerk bir Pontus Devleti kurulmasını, Trabzon, Samsun, Sinop, Amasya ve Karahisar'ın da bu yönetim sınırları içersine alınmasını istiyordu. Ayrıca özerk devletin, ileride kurulacak Ermenistan Devleti ile işbirliği yapacağını belirtiyordu. Ancak, Hrisantos'un bu talepleri Yunanistan Başbakanı Venizalos dahil olmak üzere İtilâf Devletleri liderleri tarafından ciddiye alınmamıştı. Buna rağmen Hrisantos, Giresun Metropoliti’ne gönderdiği bir mektupta, temaslarının çok olumlu geçtiğine dair bilgi vermiş ve durumu İstanbul ve özellikle Trabzon, Batum, Samsun Giresun ve diğer Pontus cemiyetlerine bildirmesini istemiştir.

Hrisantos, Paris Barış Konferansı'ndan umduğu desteği bulamayınca Londra'ya gitmeye karar verdi. Venizalos her ne kadar Hrisantos’un muhtırasına destek vermemişse de Dışişleri Bakanı Politis aracılığıyla, Yunanistan’ın Londra Büyükelçisi Kaklamanos’a, Metropolit’in geleceğini haber vermiş ve kendisine yardımcı olmasını emretmiştir. 23 Temmuz 1919'da Londra'ya varan Hrisantos’u, Kaklamanos karşıladı ve İngiliz basını ile tanışmasını sağladı. Ayrıca Politis, İngitere Dışişleri Bakanı Yardımcısı Sir Ronald Graham nezdinde girişimde bulunarak Metropolit’in hükümetle görüşmesini sağladı. Hrisantos, İngiliz hükümeti ile yaptığı görüşmede amacını ve düşüncesini şöyle belirtti:

“Hedefimiz Türkiye'den, bağımsız bir Pontus Devleti için elden geldiği kadar büyük toprak koparmak ve Yunanistan'daki gönüllüleri de oraya taşıyarak bir Pontusçular ordusu kurmaktır...sizi temin ederim ki bu ordu İngilizlerin onaylamayacağı hiçbir eylemde bulunmayacaktır.”

İngiliz Hükümeti Hrisantos'a yakın ilgi göstermesine rağmen herhangi bir destek sözü vermedi. Her ne kadar Lloyd George, Yunan Başbakanı Venizelos’un kendisine aktardığı ve bölgede kurulacak bir Pontus Devleti’nin Ermenistan ve Gürcistan’la işbirliği içerisinde olarak Türklere ve Bolşeviklere karşı sağlam bir set oluşturacağı yönündeki düşünceye katılmışsa da İngiliz Kabinesi, Pontus Rumlarının taleplerini pek sıcak karşılamamıştır. Bunun en önemli sebepleri; Rumların nüfusuna ilişkin verilen istatistiklerin inandırıcı bulunmaması, aşırı toprak talepleri ve bunun Ermenilerin istekleriyle çatışmasıydı. Zira kurulması düşünülen Pontus Devleti’nde yer alan Trabzon’un, Ermenilerce de Karadeniz’e açılan bir kapı olması için istenmesi taraflar arasında büyük tartışmalara neden olmaktaydı.

İngiliz Hükümeti’nin bir diğer endişesi de, Karadeniz Bölgesi’nde bir Pontus Devleti kurmanın İstanbul’u iki Yunan ülkesi arasına sıkıştırmak anlamına geleceği bunun ne Fransızlar ne de İtalyanlarca asla kabul edilemeyeceği idi.

Ancak burada şunu da belirtmek gerekir ki, Pontus Devleti’nin kurulmasına İngilizler pek sıcak bakmamasına rağmen, bölgedeki Rum Cemiyetleri’ne, çetelerine ve metropolitlere askerî ve siyasî temsilcileri vasıtasıyla hemen her türlü desteği vermekten de geri kalmamışlardır.

Bu arada başlangıçta Pontus projesine sahip çıkmayan Yunanistan ise tutumunu değiştirmiş, hem İngiltere nezdinde girişimde bulunmaya hem de Pontus faaliyetlerinin yürütülmesi için malî yardım yapmaya ve bölgeye subaylar göndererek çetecilik faaliyetlerini yönetmeye başlamıştı. Hatta Yunanistan'ın Trabzon yöresine son girişimleri Sivas'ta bulunan Mustafa Kemal Paşa'nın dikkatinden kaçmamış ve durumu 8 Kasım 1919 tarihli şifreyle Harbiye Nezareti’ne bildirmiştir.

1919 yılında gittiği Avrupa seyahatinden bir sonuç alamadan dönen Hrisantos, 1920 yılında yine aynı ümitlerle Avrupa'ya gitmişse de daha çok Ermeni taraftarı olan, daha doğrusu Trabzon'u Ermenistan'a vermeye kararlı olan Avrupa devletlerinden istediği desteği alamamıştır.
(…)
Hrisantos'tan başka Amasya ve Samsun Metropolitleri de Avrupa başkentlerinde ve İtilâf Devletleri’nin Türkiye’deki temsilcileri nezdinde girişimlerde bulunmaktaydılar. Samsun Bölgesi Metropoliti Yermanos, 6 Ağustos 1921’de Atina’yı ziyaret ederek Yunan Başbakanı ile müzakerelerde bulunmuştu. Yermanos Atina ziyareti sırasında buradaki Amerikan ve İngiliz temsilcilerine (sözde) Pontus faciaları ile ilgili bir rapor sunarken, Fener Patrikhanesi de hemen hemen aynı konuyu ihtiva eden bir başka raporu İtilaf Devletleri’nin İstanbul temsilcilerine ve Avrupa’nın belli başlı yayın organlarına göndermişti.

Yukarıda değinilen faaliyetlerden anlaşıldığı üzere; gerek Rum cemiyetleri, gerekse Rum din adamları, Pontus Rum Devleti kurmak için Avrupa Hükümetlerinin ve kamuoylarının dikkatlerini üzerine çekmeye çalışmışlar, bu hususta hemen her yolu denemişler, abartılı rakamlarla ve istatistiklerle de inandırıcı olmaya çalışmışlardır. Özellikle Trabzon Metropoliti Hrisantos, bir politika adamı gibi Avrupa başkentlerini ve Kafkasya’nın önemli merkezlerini dolaşarak Pontus davasına destek bulmaya çalışmıştır. Avrupa Devletleri, özellikle İngilizler ise, Rumların iddialarının gerçeği yansıtmadığını bilmelerine rağmen işgallerine sebep teşkil etmek ve Türk milli mücadelesini yok etmek adına bu iddiaların arkasında olmuşlar ve Karadeniz’in bazı önemli merkezlerini (Samsun ve Batum) işgal etmişlerdir. Ancak bütün bunlara rağmen Türk milletinin duyarlı davranması ve başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Türk milli hareketi önderlerinin akıllı politikaları sayesinde ne Avrupalı devletler ne de Pontusçu Rumlar hedeflerine ulaşamamışlardır.

/Yrd. Doç. Dr. Mehmet OKUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder