Fotoğraf: www.alacam.gov.tr
Hocamız aslında cevabını da vermiş bir vekilimizin neler yapıp yapamayacağı konusunda. Ülkede politika mühendisleri vardır. Siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın politika mühendislerinin borusu öter. Bizim vekillere de parmak kaldırmak / kaldırmamak düşer. Ah keşke GÖLGE ETMESELER DE bizler de BAŞKA İHSAN İSTEMESEK onlardan.
Siyasi mülahazalar bir kenara, Göç veren ilçemizde çalan çanlara işaret etmesi bakımından manidar bir yazı olduğu için sizlerle paylaşmak istedim. Yayınlamam için verdikleri müsadeleri Sayın Ahmet ARSLAN beye teşekkür ederim.
Bugün ülkemizdeki herkes 22 Temmuz’da yapılacak seçimlerde 4-5 partinin Meclise gireceğine kesin gözüyle bakmaktadır.
İşin doğrusunu isterseniz bu konuda ben de aynı kanaati taşımaktayım. Bu nedenle Alaçam dışında yaşayan bir Alaçamlı olarak MHP, CHP, DP ve AKP milletvekili adaylarına –Geleceğin milletvekillerine- Alaçam’ı ve Alaçamlıları tanıtmak istiyorum ama önce gençlik yıllarıma ait bir anımı anlatmak istiyorum.
“1970 yılı haziran döneminde Öğretmen Okulundan mezun olmuş, Alaçam’ın merkeze uzakça bir köy okuluna öğretmen olarak atanmıştım. Ağustos ayında bir Çarşamba günü (Ki o gün Alaçam’ın pazarıdır.) bir (Parkın karşısında Almanyalıların kahvesinde) kahvede otururken içeriye biri geldi. “…. Partisi Samsun milletvekili İ.K gelmiş çarşıya doğru geliyor,” dedi. O güne kadar hiç milletvekili görmemiş (O zamanlar televizyon da yoktu.)19 yaşında bir genç olarak hemen caddeye çıktım. Cadde oldukça kalabalıktı. Cadde boyunca yürüdüm, Fırıncı Asım’ın (O zamanlar öyle ad takılmıştı.) fırınının yanına gittiğimde 50-60 yaşlarında saçları kırlaşmış, şişmanca bir adamı iki üç köylüyle konuşurken gördüm. Bir iki kişi de bunları bir iki metre geriden seyrediyordu. Bu, konuşanları uzaktan seyredenlerden birine “Milletvekili İ.K. bu mu?” diye sordum. O da “Evet” dedi.
O zaman milletvekili İ.K. ye bir baktım o Ağustos sıcağında ayağında lastik çizme, üzerinde kalın kumaştan yapılmış (kıl kumaş) külot pantolon, üzerinde bir yelek, kolunda da deri bir kaban (gocuk) vardı.
Tam bu sırada İ.K. nin yanına bir köylü yaklaştı. “Beyim, ben (x) köyü muhtarıyım. Bizim köyün öğretmeninin tayini çıktı ve gitti. Ne olursun bizim köye bir öğretmen yolla” dedi. İ.K. elindeki deftere Muhtarın ve köyünün adını yazdı. Sonra Muhtara “En geç Ekim başına kadar köyüne öğretmen göndereceğim, merak etme dedi. ”
Ekim başlarında (x) köyüne arkadaşım M.D öğretmen olarak atandı. Ancak bu atanmada milletvekili İ.K. hiçbir fonksiyonu yoktu. Çünkü Öğretmen Okullarının yaz mezunlarının ataması sırasında, atama yapılmayan öğretmensiz köylere güz dönemi (Eylül) mezunlarından atama yapılırken (x)köyüne de M.D öğretmen olarak atanmıştı.”
Yani bu devletin her yıl yaptığı sıradan bir işti. Ancak Muhtara göre köye öğretmeni milletvekili İ.K. göndermişti.
Sayın MHP, CHP, DP ve AKP milletvekili adayları OSMAN ÇAKIR, MUSTAFA YİĞİT, HASAN ASLAN, AHMET HALUK KOÇ, SUAT BİNİCİ, HAYATİ SOYLU , SUNA ŞÜKRAN VİDİNLİ, CEMAL ALİŞAN, SEFER PEKER, MUSTAFA DEMİR, CEMAL YILMAZ DEMİR, SUAT KILIÇ, işte Alaçamlı bu! Bu Alaçamlı bu güne kadar sadece ve sadece devletin olağan hizmetini almış, bununla da –nedense- yetinmiştir. Bu güne kadar seçim öncesi havaalanı yapımından, kereste fabrikasına, seramik fabrikasından cam fabrikasına kadar bir çok vaat yapılmış, ancak hiçbiri gerçekleştirilmemiştir. Bunlar gerçekleşmediği gibi Tekel işletmesi kaldırılmış, tütün ekimi iyice kısıtlanmış, Alaçam ekonomisi 900-1000 tane devlet memurunun alacağı maaşa bırakılmıştır.
Dağ köylerinde yaşayan tahmini 15-17 bin Alaçam köylüsü çok daha zor durumdadır.Başta Alaçamlı, Sayın Hasan Aslan olmak üzere bütün vekil adaylarının (En azında MHP, CHP, DP ve AKP’nin ilk 3 sırasında yer alan) Aşağı ve Yukarı Koçlu, Pelitbükü, Bahşioymağı, Şirinköy, Köseköy,Yoğunpelit, Vicikler, Umutlu, Terskırık, Kalukdemirci Gülyaka vb köylerine –klimalı arabalarıyla da olsa- giderek vekaletini istediği bu insanların nerede, nasıl yaşadıklarını bir görün bakalım!
Görün ki, -özellikle iktidar partisi milletvekili adayları - gerçekten buralarda yaşayan vatandaşlarımızın milli gelirden 5600 dolar pay alıp almadıklarını anlayasınız.
Bütün bunlara rağmen Alaçam ve Alaçamlılar için yapılacak çok şey vardır. Öncelikle başta –bu gün – milletvekili adayları, -yarın- milletvekilleri olmak üzere toplumun önde gelenleri Alaçam’ın ve Alaçamlıların bu kötü talihini yok etmeye kararlı olmaları gerekir. Bu kararlılığa varıldıktan sonra :
1. Samsun ili 16 Ekim 1997 tarih ve 97/88 sayılı kararı ile Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yöreler kapsamına alınmıştır. Milletvekilleri-parti gözetmeksizin- merkezi ve mahalli idarece Samsun’un Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yöresi olarak Alaçam’ı kabul ettirmeleri,
2. Milletvekillerinin öncülüğünde/rehberliğinde bir üretim ve pazarlama kurumu (kooperatif, şirket) kurularak Göçkün, Toplu, Habilli, Yenice, Soğukçam, Etyemez gibi köylerle, Uluçay’la Yenice çayı vadisinde kurulu köylerde (Taşkelik, Aşağıkoçlu vb.) kısa vadede sebzecilik, uzun vadede meyvecilik teşvik edilmeli, (Alaçam’da üretilecek sebzeler büyük şehirlere pazarlanabilmeli.)
3. Dağ köylerinde hayvancılık teşvik edilerek süt ve süt ürünlerinin pazarlanmasıyla yöre insanının gelir düzeyi yükseltilmelidir.
İşte bunları veya bunlara benzer şeyler yapanlar, yapabilenler gelecek seçimlerde Alaçam’dan ve Alaçamlılardan göğüslerini gere gere oy isteyebileceklerdir.
Ahmet ARSLAN
Em. MEB Müfettişi
Hocamızın Daha Önceki yazısı İçin Bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder